Etiket arşivi: OSMANLI’DAN IMF’YE BORÇ BATAĞI

OSMANLI’DAN IMF’YE BORÇ BATAĞI

e1fa67_150e3389e5e7463facf4ccc017886e7a

Bazı kesiminler Uzun Adam diye tabir ettiği ve ülkemizi son 12 yıldır yöneten Başbakanımızın, meydanlarda IMF’e olan borçlarımızı ödediğini söylediğinden beri nedir bu IMF ve neden borçluyduk bugüne kadar merak edenlerin okuması için bu makaleyi kaleme alayım dedim.

Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğunun mali durumu hiç de parlak değildi. Hele de Karlofça Antlaşması  anlaşması ile topraklarını kaybetmeyen koca imparatorluk bir takım vergisel tedbirler almış vergileri artırmıştır. Özellikle toprağı işleyip gelir elde eden çiftçiler bu vergi yükü altında ezilmiş ve çiftçiliği bırakıp büyük kentlere göç etmeye başlamıştır.

Halktan toplanan altın ve gümüşler olmuş yetmemiş ilk evrak ile yine esnaf ve halktan paralar toplanmış bunlarda yeterli olmamıştır. Osmanlının olmayan ekonomisi, kaybedilen topraklar ve tarımdaki insan kayıpları derken sonun başlangıcı da görülmüştür.

Osmanlı İmparatorluğu’nun bilinen ilk dış borç’u 1854 yılında Kırım Savaşı başlangıcı’nda İngiltere’den 200.000 Sterlindir. İşte o gün bu gün derken borçlar alınıp verilmiş ama daha çok alınmış verilememiştir.

Kurtuluş savaşını kazanan bu millet Osmanlının borcundan kurtulamamıştır. Galip devletler Osmanlının borçlarını Osmanlı topraklarında olan devletlere böldüklerini iddia ederek Türkiye Cumhuriyetine borcun %67’sini dayatmışlardır. Bu borç öyle böyle bir borç değildir. Tüm ülkenin gayri safi gelirinin %65’ine denk gelmektedir. Bugünkü duruma göre ülkemizin bu borcu yaklaşık 500 milyar dolardır. Hemen burada o günkü bilinen rakamı da verelim. 107,5 milyon altın Osmanlı Lirasıdır.

Borcun artmadan önceki durumunu da yazalım ki karşılaştırma yapabilesiniz. 1914 yılında savaş patlak verdiğinde Osmanlı Devleti’nin dış borcu kısa vadeli borçlar hariç 156,4 milyon Osmanlı Lirası’dır. (142 milyon sterlin).

Lozan anlaşmasıyla yeni kurulan bir ülkenin yokluklar içinde birde çok büyük borç yükünü kabul etmesiyle yeni bir süreç başlar.

Bu borçları Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 1954 yılına kadar öder ve bitirir. Üstelik de dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen. Bu arada birçok yabancıların elinde olan başta demir yolları, limanlar, fabrikalar satın alınarak millileştirilir. Bankalar kurulur, Uçak fabrikası başta olmak üzere bir çok fabrikalar kurulur, halk’a toprak dağıtılarak yeniden çiftçilik yapılması sağlanır.

Çok kısa bir zamanda yapılanlar yazmaya kalkarsak ayrı bir makale olur. Tarih bir yere gitmiyor araştırın ve mucizeye şahit olun.

Türkiye cumhuriyeti Osmanlı devletinden kalan borçların etkisiyle dış borçlanma konusunda da temkinli davranır. Bununla birlikte Türkiye cumhuriyeti dış borçlanmaya iç borçlanmadan daha önce başvurmuştur. Nitekim ilk dış borçlanmaya 1930 yılında başvurulmuştur.

1930’da ‘İktisadi Cihazlanma’ amacıyla ABD’den 10 milyon dolarlık borç alınmıştır. İkinci Dünya Savaşı döneminde de bazı yeni dış borçlanmalara gidilmiştir. 1947’de IMF üye olan ülkemiz 1958 yılında ilk borçlanmasını yapmıştır.

Osmanlı’nın büyük batağını ödeyebilen genç Cumhuriyetin elbette geleceğinin de başa geçenlerin günahı da sevabı da çok vardır.

Atatürk’ün hastalanması, ölümüyle başlayan süreç ve sonrasında yapılan hatalar silsilesi bir şekilde ülkeyi yeniden dış borçlara bulaştırmıştır.

Elbette bu borçlanmaların savaş zamanlarına denk gelmesi, ekonomik krizler ve Osmanlının borç batağının neden olduğunu bilmeliyiz.

Neden ne olursa olsun geldiğimiz bugüne bir bakalım.

  • IMF’e borç yok ama dış borç çok
  • Bankaların neredeyse hepsi yabancı sermayeli veya yabancı ortaklı
  • Ülkedeki ağır sanayi yabancıların elinde
  • İletişimin %90’ı yabancıların.

Bu örnekler sayılır gider. Kapitülasyonlar yeniden gelmiş ve ülke hiç de öyle IMF’e borç kalmadı diyerek refah gösterilecek kadar iyi değil.

 

Fedai Çakır

11 Temmuz 2014, İstanbul