BENİM ANNEM YOK… BENİM ANNEM YOK…

Ölüm yakaladığında sevdiklerinizi, geri dönüşü olmayan bir yalnızlık başlar ölen kişi ile sizin aranızda kalan hatıralarla, sonra yıllar geçtikçe başlayan özlemle dolar zaman zaman gözleriniz.

Hiç ummadık olmadık yerde sizi yakalar anılar ve sevdiklerinizi kaybetmenin zorluğu.

Bir kaç parça kıyafet almış mağazanın kasasında önümdeki kişinin işini bitirmesini beklerken sessizce kendi iç dünyama dönmüştüm. Önümde ki işleri toplantılarımı, neleri konuşup konuşmama gerektiğini zihnimde canlanırken kasiyer kız aldıklarımın üzerinde bulunan alarmları söküyor sonra barkot okuyucusundan geçirip özenle katlayarak poşete yerleştiriyordu.

Bir iki bu işlemleri yaparken son parça kalan kemeri özenle doladı ve poşete yerleştirdi. Birden arkasına döndü bir kutuyu kaparak pat önüme koydu.

Anneler günü hediyemiz size dedi.

Kasiyer kız bir şey dememi beklercesine bana baktı,

Dondum kaldım, boğazıma bir yumru oturdu. Kıza bakıyor ama konuşamıyordum…

İçimden ama benim annem yok… Annem öldü benim… demek ve ağlamak geçiyordu…

 

Tuhaf bir durumdaydım… Çaresizce kıza baka kalmıştım…

Kredi kartımı çıkardım ödemeyi yapıp  poşeti alıp çıktım…

Kapıdan çıkarken içimde ses hala;

“benim annem yok… Benim annem yok..” diyordu…

Fedai Çakır

13 Mayıs 2014, İstanbul

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın