Etiket arşivi: Mevlana

MAYIN TARLASI

e1fa67_8a7ff42b30564e6796c1fd42880c025a

Bir kadın için yaşadığı bu topraklar “MAYIN TARLASI” olmuş

Canlılar arasında kutsallık mertebesi verilseydi sanırım bu mertebeye en çok kadınlar layık olurdu.

Bir erkek olarak kadınların yaşadığı hayatı yaşamak onların verdiği mücadeleyi vermek beni tam manasıyla yorardı. Hele de çalışan bir kadın ise yaşamı daha da zor.

Ev ahalisi için de evde en son yatan ve en erken kalkan bir anne düşünün. Evin tüm temizliğini, çocuğun bakımını, eşinin giyiminden kuşamından tutunda tüm fantezilerine karşılık veren bir kadın.

İşe yetişip işinde verilen görevi neredeyse kusursuz yapan bir kadın. Bu ve buna benzer kadınlar etrafımızda çok. Belki eşimiz, belki kardeşimiz, ablamız, belki de annemizdir şu an. En kötü ihtimalle akrabamız yada komşumuzdur bu kadınlar. Ne kadar cefakar ve fedakar yaratıklardır bu kadınlar.

Neredeyse kusursuz olan bu kadınların toplum için de eğitimli yada eğitimsiz olmasına bakılmak sızın şiddete maruz kalması nedendir?

Hepinizin bir şeyler mırıldandığını, nedenler söylediğini duyar gibiyim. Ama hepimizde şiddete karşıyız diyoruz değil mi? Peki kim bu kadınlara neredeyse kutsal sayılabilecek annelere, bacılara, ablalara şiddet uyguluyor.

Erkek egemen toplum olan bizleri için de son zamanlarda kadına yönelik şiddet olayları o kadar arttı ki artık ortam mekan demeden devam etmektedir. Allah’ın en kutsal mekanı olan Cami avlusunda kadın döven mi ararsınız, sokak ortasın da kadını defalarca bıçaklayanı mı ararsınız, yoksa adliye kapısında kadına bir şarjör mermi sıkanı mı ararsınız. Saymakla bitmeyen bu olayları en az sizler de benim kadar takip etmektesiniz.

Evlerde yaşanan ve bizlerin duymadığı o kadar çığlık var ki.

20 yaşın da Özgecan’ı vahşice katleden evli ve kız çocuğu sahibi olan katilini de bizler yetiştirdik. Vahşetin boyutunu tekrar yazıp sizlerin psikolojisini tekrar tekrar bozmak istemiyorum ama bu kızımızın annesinin şu sözlerini söylemek zorunda kalamayacağımız bir toplum olmak için hepimiz üzerimize düşeni yapalım diyorum.

İnsanlık; Bir annenin “Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi.” dediği zaman bitmiştir!

Unutmayın ki “Vicdan İnsanın İçinde ki Tanrıdır.”

Tüm dünya coğrafyasında ki acılara ortak ağlayalım acının dili birdir. Ateş düştüğü yeri değil hepimizin içini yakmalı. İşte o zaman bir birimize dini, dili, ırkı ne olursa olsun hoş görü ile bakmaya başlarız. Yolunuz ve felsefeniz Mevlana’nın yolu ve felsefesi olsun.

Barış ve sevgi yolu, yolumuz olsun.

Fedai Çakır

16 Şubat 2015, İstanbul

MEHMET PİŞKİN ( BU BİR İNTİHAR YAZISI)

e1fa67_f61624939560407b98a7f29ca38f57d7

Aslında Videoyu ilk izleyenlerdenim. Ve ilk tepkim soy adı gibi çok da pişkin pişkin konuşuyor oldu. Lakin sonrasın da gerçekten intihar ettiğini duyunca anlamsızca bir his kapladı içimi.

Ateş için de gece yatağımda yatıyor iken gelen bir mesaj ile çok sevdiğim bir arkadaşımın Mehmet Pişkin’i izledin mi “…video aklımdan çıkmıyor bende onun gibi olmak istiyorum” demesini ateş içinde kısa bir cevap ile geçiştiriyorum. Birkaç mesaj da ise, daha önce bu arkadaşımın intihar girişiminin de olduğunu da o gece öğrenmiş oluyorum. Uzatmayayım kendi hastalığımı unutup onun için telaşlanıyorum. Yüksek ateşin vermiş olduğu etki ve yaşananlarla o geceyi kabus görerek sabah ediyorum.

Sosyal Medyanın etkilerini Arap baharında çok güzel gördük, toplumlar sokaklara dökülmüş bir çok iktidar yıkılmış yerine yeni iktidarlar kurulmuştu. Acaba bu video ile Mehmet Pişkin gibi intihar eden ve yayınlayanlar çıkar mı? Sorusunu kendime sormadan edemedim.

Hangimiz bunaldığımız da İntihar etmeyi hayatım son bulsun demedik ki. Öz eleştir de bulunmak gerekir ise benimde düşündüğüm zamanlar olmuştur.

Peki bu kadar İntiharı düşünen insan var iken İntihar olaylarının da çok olmamasının nedeni nedir?.

Yaşamak için bir nedenimiz her daim vardır.

Bazılarımız dine sarılır yaşamak için bahaneler uydurur, bazılarımız aile için yaşamalıyız demekteyiz, bazılarımız bir sevgili için yaşamalıyım demekteyiz, v.s Ama asıl intihar etmeme nedenimiz ise can tatlıdır o can’a son vermeye g…müz yemez.

G.. yemeyince de İntihar eden biri bazılarımız için de kahraman oluverir birden. Çünkü o yapmayı başarmıştır. Mehmet Pişkin işte bu tip düşünen bir çok kişi tarafından kahraman olmuştur. Korkarım peşinden bir düzüne daha İntihar eden çıkacaktır. Sonra mı? Her zaman ki gibi sıradanlaşacak ve sıradan olan şeyleri insanlar takip etmeyi bırakacaktır. Bu sayfa da burada kapanacaktır.

Ne güzel demiş Mevlana:

“Balığa, denizden başkası azaptır” İnsana da Dünyadan başkası azaptır.

 

Fedai Çakır

İstanbul, 20 Ekim 2014

GÜZEL İNSANLARIN, GÜZEL DÜŞÜNCELERİ

e1fa67_e7f63f8ef6d94827bf896a8fee5552ff

Sosyal medya ile güzel düşünceleri olan insanların bu güzel düşüncelerine ulaşmak da daha kolaylaştı. Facebook’da özellikle bu insanların sözlerini paylaşarak binlerce üyeye ulaşan sayfaları görmek mümkün.

Mesela bir çok insanın yaşam tarzı ile hayranlık uyandıran Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujıca’ı Türkiye’de tanımayan yok. Bir zamanlar ülkeye girmesi yasak olan, vatan haini ilan edilen Nazım Hikmet’in düşüncelerini sayfalarda görmek ve en çok beğenileri de aldığına şahit olmak kaderin bir oyunu gibi.

Cemal Süreya’nın, Özdemir Asaf’ın ve daha bir çok şairin dizlerinden öğreniyoruz aşk’ı.

“İnsan kötüydü, kitaplara sığındım” diyen Cemil Meriç ile sanki kitapları tekrar keşfediyoruz.

Dizlerinde saf aşk’ı temsil eden şairlerin paylaşılan şiirlerini sözlerini hayran hayran okurken bir taraftan da saf olmayan ilişkileri yaşamakta nerden çıktı.

Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujıca’ın hayat felsefesi olan dünya malına tamah etme, ihtiyacın olan kadar ile yetin kalanını paylaş felsefesine hayran hayran okurken, sabahın köründe kalkıp daha büyük bir ev, daha lüks bir araba için geçe gündüz demeden çalışma da neden?

Nazım’ın aşk ve vatan üzerine dizlerini okurken kendinden geçen bu toplum, vatanın kutuplaşıp bölünmesine sessiz kalacak kadar da duyarsızlaşmış. Hani nerede vatan sevgisi, toprak aşkı…

Mevlana, Hacı Bektaş Veli ile tanışan yepyeni bir toplum ile karşı karşıyayız. Sayfanızda Mevlana’nın bir sözünü paylaşın beğenileriniz tavan yapıyor. Peki sevgi tohumları ile yüklü olan Mevlana, Hacı Bektaş Veli öğretilerine karşın insanlar akrabalarını bile düşüncelerinden dolayı facebook’dan silmeler küsmeler, kin gütmeler neden?

İşte tam burada susup düşünüyorum manasız anlamazsız gelen bu davranış şeklinin karşısında susup sadece düşünüyorum… Din ile yatıp kalkan bir kesim, sanat ve edebiyattan bi haber bir kesim, Milli değerlerini hiçe sayan kendi kurucunsa küfürler eden bir kesim. V.s.

Toplu olarak bir arada sıkışmış tıkış tıkış bir toplum olarak yaşıyoruz ve bizler;

sevgi, saygı paylaşma duygularımızı kaybetmişiz.

Paylaşmayı facebook’da kendi zaman tüneline paylaş olarak algılayan bir toplum yok olmaya mahkumdur…

Güzel insanlar ve Güzel düşünceleri iyi ki varsınız…

 

 

Fedai Çakır

10 Nisan 2014, İstanbul